
Rus besteci Dmitri Dmitriyevich Shostakovich'in (25 Eylül 1903 - 9 Ağustos 1975) hayatı kronik hastalıklarla doluydu. Ekstremitelerinde progresif asimetrik zayıflığına dair kanıtlar var. Teşhisinde birden fazla doktor tanıyı atladı ve hiçbir zaman kesin olarak tanı alamadı.
20 yıllık sinsi bir ilerleyişe katlanmasına rağmen Shostakovich üretken bir besteci ve icracı olarak yaşamını sürdürdü. Böylesi bir sıkıntılı ortamda yaptığı olağanüstü kültürel katkılar, amiyotrofik lateral skleroz (ALS) gibi kronik hastalıklara sahip diğer insanlara ilham vermeye devam ediyor.
Shostakovich çok sigara içiyordu ve koroner arter hastalığından muzdaripti.
1960 ve 1970'lerde kalp krizi geçirdi. Ayrıca daha sonraki yıllarda akciğer kanserine yakalandığı yazılmıştır.
Shostakovich 68 yıllık ömrü boyunca büyük bir zaferler kazanırken büyük bir hayal kırıklıkları da yaşadı. Genç bir adam olarak dehası büyük ölçüde tanınmadı.
İkinci Dünya Savaşında yazdığı eserlerle barışa katkıda bulundu. Bestelediği “Leningrad Senfonisi” bunun en güzel kanıtıdır.
1935’te Atatürk’ün davetlisi olarak ülkemize gelip 1 hafta kadar kalıp 20’ye yakın konser verdiği bilinir.
Uluslararası beğeni topladığı süreçte tıbbi sorunlardan o kadar rahatsızdı ki bu durumun tadını çıkaramadı. Ancak efsanevi besteci son günlerine kadar çalıştı. Müziği zorluk ve tutku dolu bir hayatın kanıtı olmaya devam etmekte.
Eğer bu yazıyı okuduysanız bestecinin en popüler parçalarından biri olan ve süresi 5 dk’yı geçmeyen “İkinci Vals (2 no'lu vals)/ The Second Waltz” ı mutlaka dinleyin: https://www.youtube.com/watch?v=IOK8Jb76ibc
Yasak aşkların yaşandığı bazı film sahneleri gözünüzün önüne gelecektir.