Uyku nedir? Uyku Bozuklukları hakkında neler biliyoruz?

Uyku nedir? Uyku Bozuklukları hakkında neler biliyoruz?

 

UYKU VE UYKU BOZUKLUKLARI

                                                              

 

Neler biliyoruz?                                            

 

Uyku yüzyıllardan beri ölüm ile birlikte anıldı. Yunan mitolojisinde ölüm tanrısı Thanatos ile uyku tanrısı Hypnos’un kardeş oldukları söylendi. Bir çok sanat eserlerine konu oldu. Sheakspeare’in uyurezer Lady Macbeth’i, Cervantes’in parasomnili Don Quixote’si gibi.

Kısacası uyku yaşantımızın önemli bir kısmını kapsayan fizyolojik bir süreçtir. Günümüzün yaklaşık 1/3’ünü uyurken geçirmekteyiz. Uyunan zaman yaşlarımızla da ilgilidir. Gündüz uyanık kalıp gece uyumamız da ritmik bir olaydır. Gece karanlığında beyinden salgılanan melatonin adlı bir hormonun uykumuzu getirdiğini biliyoruz. Hatta günümüzde artık melatonin uykusuzluğun bazı türlerinde tedavi amaçlı olarak da ilaç şeklinde kullanılabiliyor.

Gelişen teknolojiyle, tıbbın ilerlemesiyle birlikte uykuda pek çok sistemin sessiz kalmadığı  artık bilinmektedir. Uyanıklıkta devreye girmeyen pek çok mekanizmalar uykuyla birlikte aktive olmaktadır. Sadece uykunun evreleri bile sanıldığından karmaşıktır. Başlıca REM (R) ve Non-REM (N) evrelerinden oluşur. REM evresi rüyaları gördüğümüz evredir. Bu evrede uyku sırasında vücutta kas tonusu uykuda ulaşılabilen en düşük düzeydedir. Buna karşın bu evrede çekilen EEG’lerde uykuda rastlanan en karmaşık EEG dalgalarına rastlanır. Bu nedenle R uykusuna paradoks uyku adı da verilmiştir, yani zıtlıkların bir arada bulunduğu uyku evresi. N evresi ise 3 aşamalıdır: N1, N2 ve N3. En hafif uyku N1, en derini ise N3’tür. Yeterince uyunamayan derin uyku sonrası toplam ne kadar uzun uyursak uyuyalım bize yeterli gelmez, kendimizi yorgun ve bitkin, dinlenmemiş, uykumuzu almamış olarak hissederiz.

 

 

Uykuya dalmak, sürdürmek, evrelerin birbirlerine uygun geçişleri, uygun evreleri zamanında uyuyabilmek…Tüm bu etkenlerin doğru bir şekilde işlemesi ile sağlıklı olarak uyuyabiliyoruz. İşte bu sistemlerden herhangi birinin aksaması uyku bozukluklarına yol açmaktadır. Sürekli yeni uyku bozuklukları tanımlanmakta, kabul görmektedir. Dünya Uyku Derneği’nin 2005’teki sınıflamasında 80’in üzerinde uyku bozukluğu tanımlanmıştır.

Tıkayıcı uyku apne hipopne  sendromu olarak tanımlanan (OSAS) uyku bozukluğu en sık rastlanılanıdır. Uykunun yapısında değil, sadece uykuda yeterince nefes alamama sorunu ile ortaya çıkan bir durumdur. Orta yaş sonrası, kilolu, kalın boyun yapısına sahip ve daha çok erkeklerde rastlanan bir durumdur. Bu kişilerde yüksek sesle horlama en çok dikkat çeken durumdur. Bu durum eşler veya aile fertlerince fark edilir. Ancak en korkutucu belirti yine eşler tarafından fark edilen uykuda geçici sürelerle ortaya çıkan ve apne olarak adlandırılan solunum durmalarıdır. Bu durmalar sabaha kadar devam eder. Kişi bunların hiçbirinin farkında değildir. Ancak apneler kişinin derin uykuya geçmesine engel olur. Sabahları uyanan OSAS’lı hasta kendini yorgun, bitkin, güçsüz hisseder. Başağrıları, depresif yakınmalar, gün içinde uykuya dalmalar, konsantrasyon ve dikkat kaybı, öğrenme güçlüğü yakınmalarla farklı kliniklere başvurur. Uyku apneleri tedavi edilmezse gelecekte koroner arter tıkanmalarına, beyin damar tıkanıklıklarına, yüksek tansiyona neden olabilir.  Bu nedenlerle doğru tanı ve tedavi yöntemleriyle yaklaşım yaşam kurtarıcıdır. Belirtilerden sadece gün içi uykuya dalmalar trafik kazaları için önemli bir zemin hazırlayıcı etkendir.

Ülkemizde uyku tıbbı 1990’lardan sonra gelişmeye başladı. Uyku incelemeleri günümüzde sayılı merkezlerde gerçekleştiriliyor. Avrupa Uyku Tıbbı Derneğinin ön gördüğü koşullara sahip olduğu belgelenen, yani akredite olan sayılı merkezlerden biri de üniversitemiz tıp fakültesinde yer alan Uyku Bozuklukları Merkezidir. Herhangi uyku yakınması olan kişiler Uyku Polikliniğine başvurarak hekimlerimizle görüşme yapabiliyor, gerekince de Uyku Bozuklukları Merkezinde Polisomnografik (PSG) olarak inceleniyor.

PSG incelenmesi bir gecelik uyku sırasında beyin dalgalarının (EEG), uykuda vücuttaki kas aktivitesinin (EMG), uykuda ağız/burun, göğüs ve karın solunumlarının, kandaki oksijen düzeyinin, kalp atımlarının (EKG) ve video görüntülemesinin aynı anda kayıt edilmesi ile gerçekleşmektedir. Bu ölçümler sabaha kadar uyuyan kişi üzerinde katıt edilir ve daha sonra değerlendirilir hesaplamalar yapılır. Tanı bu incelemeler sonucu konur.

 

 

 

 

 

 

 

 


Sınırlı Sorumluluk Beyanı
Web sitemizin içeriği, ziyaretçiyi bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler, hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini alamaz. Bu kaynaktan yola çıkarak, ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinin değiştirilmesi kesinlikte tavsiye edilmez. Web sitemizin içeriği, asla kişisel teşhis ya da tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Sitede kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.© 2010 - 2019, Tüm hakları saklıdır. Gizlilik Sözleşmesi. Bu web sitesi CEOTECH tarafından yapılmıştır. Daha detaylı bilgi almak için lütfen tıklayınız.